18 Eylül 2012 Salı

Kahreden Haklılık

15/09/2012 akşamı Galatasaray ile karşılaştığımız müsabaka bana göre Antalyaspor tarihine ve hafızalara kara bir leke olarak kazınmıştır. 

Sakın sahada futbolcuların yedikleri golleri, atamadıklarını, yapamadıklarını, Hoca'nın bana göre yanlış kadrosunu ve stratejisini, isteksiz futbolcuları konuşacağımı sanmayın. Futbol bu 4 te yersin 6 da yersin. Bütün futbol kulüplerinin bu gibi sonuçları olmuştur olmayada devam edecektir. Bizi asıl üzen ve kahreden gerçek; aylardır uyardığımız acı sonun gelip kapımızı çalması olmuştur.


Sosyal medyada kombine bilet ve bilet fiyatları ile ilgili tepkimizi ''kişisel'' olarak gören ve 250 -300 TL. lerine kıyamayıp borazanlık yapıyorlar diyenler umarım GS maçında yüzlerinde patlayan tokatla utanmışlardır. 

Maçtan önceki günlerde internette, sokakta bedava bilet bulan gs'lilerin sevinçlerini gördük. Göremediğimiz yüzlerce hatta koskoca bir tribün bedava bilet Gs taraftarlarına adeta aktı bir hafta boyunca. Fotoğraflarını gördük biletlerin, alanların itiraflarını okuduk. Gişe konusunda çok hassas(!) olan yöneticilerimizin bu konuya ilgisizlikleri ve verilen tavizler de fazlasıyla üzdü beni.

Utanç Gecesi

Rixos Tribünü' nde Antalyaspor'un eski yöneticilerinden ve tanınmış etkili simalarından Mithat Yılmaz tartaklanmış; GS formalı, atkılı sarı kırmızılı taraftarlar VIP, Rixos, Protokol, Ceysu hatta üzülerek şahit olduğum üzere Adopan Kale Arkası Tribününde ellerini kollarını sallayarak gezinmiş ve atılan gollere sevinmişlerdir. Duruma tepki veren Antalyasporluların azınlık durumuna düştüğünüde yaşadığım olayla üzülerek gördüm.

Kale Arkasında GS forma, t-shirtlülerin çıkarılması ile ilgili güvenliği uyarırken sağım solum önüm arkamdan heryerden çığ gibi tepkiyle karşılaştım. Fanatik olma diye bağıran insanlara '' burası Antalyaspor Tribünü buraya gs forması ile girilmez'' derken bile aslında kendim hataya düşmüştüm. Gerçekten Antalyaspor Tribünü varmıydı o akşam Akdeniz Üniversitesi Stadında ?

Sahi neredeydi guruplar? Adopen cehennemi yaşanacaktı yönetimle aralarıda iyiydi 07 Gençlik' in. Kalktım yerimden aşağıya indim maçın başlamasına 3-5 dakika kala bomboştu kale arkası. 



Yüzlerce taraftar gişeler önünde yığılmış içeri giremiyordu. Güvenlikçilere olayı sorduğumda gişelerin arızalı olduğu cevabını aldım. Grupların iddiasıda bu yönde ancak yönetimden bir biletle çift giriş denendiği ithamları geldi. Doğrusu nedir bilmiyorum ancak sonuç yine Antalyaspor kaybetti. Bunun yöneticisi, taraftarı, medyası yok tek kaybeden maalesef Antalyaspor.

Maçın başlamasıyla beraber gs tribünü atmosferi tamamen kendi lehine çevirdi Antalyaspor taraftarı(!) nda ise derin bir sessizlik, ölü toprağı vardı ve o ölü toprağı takımın üstünede sirayet etmiş olmalıki maçın henüz başlarında komik bir golle 1-0 geriye düştük. İşte taraftar ne işe yararmış ne demekmiş sanırım yöneticilerimiz o golle anlayabilmişlerdir. Büyük umutlarla sahaya çıkan takım maalesef maçı daha başlamadan zaten kaybetmişti.

İlerleyen dakikalar beraberinde protestoyu getirdi. 07 Gençlik ve Grup 1966 '' yönetim istifa'' sloganlarıyla beraber stadı terkederken geride  ise şu maç bitsede daha büyük farktan kurtulsak diyen futbolcular ve 3-5 Antalyasporlu taraftar kalıyordu.

Eve kendimi nasıl attığımı bilmezken 200-250 civarı taraftarın tesislere giderek protestolarını devam ettirdiklerini ve yine karşılarında bir yönetici bulamadıklarını okuyordum sosyal medyadan. Bununla beraber Antalyasporluların isyanını, hayal kırıklıklarını, ezilmişliklerini okuyordum.

Hatta bir cemiyet başkanı bile isyan ediyordu Gs'li taraftarların çokluklarına. Kendisi Fb'li olduğu içinmidir bilinmez ama gazetesinde '' Kombine Coşkusu'' ve '' Başkan Üzmedi'' haberlerini bastıran Antalyaspor Vakfı Yöneticisi (!)' nin aklı başına mı gelmişti yoksa günah mı çıkarıyordu? Konuyu Antalyasporluların vicdanına bırakıyorum.

Kişisel menfaat peşinde koşmakla suçlanan, bedavacılık yaftası vurulmaya çalışılan sade ve sadece bir Antalyaspor taraftarı olarak utanarak ve kahrolarak soruyorum.

Hani nerede twitdaşlarınız? nerede medyanız? nerede şakşakcılarınız? nerede gişe hasılatınız? nerede ekonomik istikrarınız? Hepsi gider biz kalırız demiştik gemiyi çok erken terkettiler. Yine biz kaldık başbaşa.

Sudan bahaneler arkasına saklanmayın artık. Yolunuz yol değildi. Çıktık söyledik yanlışınızı. Bedavacı ilan edildik. 

Ve maalesef haklı çıktık. Halep ordaysa arşın burda. 

Çıkın ve delikanlı gibi özür dileyin. Herşey dahada geç olmadan.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder